Beşiktaşlı olmamakla birlikte ender olarak keşke bizim kulübün geçmişinde olmasını istediğim harika kişilik, tam anlamıyla bir İstanbul beyefendisi. Oturuşu kalkışı insanlara hitap şekli olaylara ince ve güzel naif bakışıyla herkesin içinde sevgi uyandıran o insan Süleyman SEBA. Değeri bilindi demek isterdim ama ne yazık ki ona hiç hak etmeyeceği bir tezahürat yaptılar başkanlığı bırakması için. Bir ömrü hiç gözünü kırpmadan bir camia için veren ve buna da hiç mi hiç üzülmeyen eminim ki daha da olsa ömründen verebilecek bir kişi. İnönü stadının ilk gölünü atmasının yanında, gördüğüm ilk defa memur bir başkan olması yokluğu bilmesi bir başkan değil de bir abi gibi takımın sahibi gibi görüp yönetmeye çalıştığı bir isim. aynı uçakta gittiği rakiplere ayıp olmasın diye uçakta sevinmeyin diyen hakemin gol atması neticesinde belki de şampiyonluğu kaçıran fakat maçın hakemini arayıp hocam biz seni tanıyoruz sen denilenlere aldırış etme bu aralar çok tv izleme, gazete okuma senin için daha iyi olur diyen bir insan. Kötü bir huyunu hiç görmedim görmek istememde gerçekten o benim idollerimin en üstünde bir baba karakteri. Seba'nın bazı güzel sözleriyle ve videolarıyla devam edelim. Birde unutmayalım Trabzonspor sezon açılışı zamanında Süleyman SEBA öldüğü için konserleri iptal etmiş bunu taraftarına duyurduğunda hep bir ağızdan Süleyman SEBA diyerek anmışlardır. Belki de kupada yaptığı jestin karşılığı ölünce de olsa yerini bulmuştur. Bugün yaptıklarınız, yarınlarınızı şekillendirir.
*Beşiktaş için bir şeyler yapmak istiyorsanız kimsenin adamı olmayın.
*Herkesi bir zaman için aldatabilirsiniz. Bazı kişileri her zaman aldatabilirsiniz. Ama herkesi her zaman aldatamazsınız! Ben kimseyi hayatım boyunca aldatmadım.
*İnsanlarla yaşadım; insanı öğrendim. İnsanlarla yaşadım; insanlığı öğrendim. İnsanlarla yaşadım; insanlardan nankörlüğü gördüm. Dostlarım, dostlarım … Ama ben dostlarımdan çok korkarım.
*Sizler Beşiktaş’ta oynuyorsunuz. Bir tek maçta bile sizin yerinizde olmak için tüm bir hayatını verecek milyonlarca fakir insan var. O yüzden siz öyle bir mücadele edeceksiniz ki hakemi bile yeneceksiniz.
Takım olmak çok zordur ama başarıldı mı öyle bir aurası vardır ki
hiç anlamayan alakası olmayan insanları bile içine çeker anlamadan bir
bakmışsınız onu destekliyor onun bir parçası gibi hissediyor olmuşsunuzdur. Bu
takımda öyle oluştu. Herkes o kadar bölünmüşken biranda anlamadan
alkışlayıp bağırmaya maçlarını izlemeye gitti. Bunu birde bir belgeselle
taçlandırdılar ki gelecek nesiller devam ettirsin olurda unuturlarsa açsın
izlesinler diye. Size o belgeselden aldığım notları yazmak istedim elimin
altında dursun diye.
* Çalışmayı sevdiğim bir ekip kurmaktı ilk hedefim.
* Teknik ekip takımın en önemli parçasıdır. Teknik ekip takıma liderlik etmesi gereken takımdır. Yani teknik ekipte bir sorun varsa takımda da bir sorun olacaktır. Teknik ekip yeterince iyi değilse takım da iyi olmayacaktır.
* Her zaman aradığım ilk şey çalışkanlıktır. Teknik ekibi düşününce aklıma ilk gelen bu.
* Öncelikle oyuncunun istemesi motivasyonu çok önemli
* Takımın tek bir karakteri olmalı.
* Turnuvaya çok iyi başlanmaz son günlere çok iyi girmek olumludur.
* Orkestra olmak : üçgeni çalan adamın ana kemancı kadar motive olduğu anlamına geliyor. bu bir takım işi. Bir adam bir maçta bir defa topa dokunması gereken bir adam belki 2 belki 0 ama bu top takımın maçı kazanması için çok önemli. Yani hep maçta 100 defa topa değen adam gibi antrenmanda da aynı tutku ve aynı tavrı sergiledi. Bu yüzden takımımı böyle gördüğümde çok mutlu bir koçum.
NO EXCUSES, ONLY SOLUTİONS (OLİMPİYAT HATIRLATMA CÜMLESİ) = Mazeret yok sadece çözüm var.
** Rakibin ne kadar iyi olduğu önemli değil, senin ne kadar iyi olduğun önemli.
***Olimpiyatlara gitmek tüm sporlarda sadece %5lik bir kısım için mümkün. Buna ulaşmak istiyorsanız %95 in yapmak istemediği ve fedakarlık yapma iradesinin olmadığı şeyleri yapmak zorundasınız.
Şeyma= Benim için zor top kolay top yok. Sadece o an o topun yere düşmemesi gerekiyor.
*** Bazen ölmemeyi arzulamak kazanmayı arzulamaktan daha güçlü bir duygudur.
*** Gerçekten inanıyorum ki bir takım bir teknik direktör bir oyuncu ' kazanmak istiyorum.' dediğinde karşı takıma karşı 18-10 geridesin. Sonra ' ah tamam belki bugün kazanamam. ' çok iyiler imkansız ' ama arzunuz ' kaybetmek istemiyorum bugün kaybedemem. Bugün her şeyi yapacağım ama kaybetmeyeceğim' gibiyse o zaman skoru bile umursamıyorsun. Sen sadece hayatta kalmaya çalışıyorsun.